31 Aralık 2011 Cumartesi

adam, kadın ve sigara...

adamın ayakları 10'u 10 geçiyodu, kadınınkilerse tam 12'ydi. aralarındaki saat farkından mıdır bilinmez konuşmak için doğru zamanı bir türlü yakalayamamışlardı. kadının çamaşır suyuna alışık olmayan burnu, soğuk havayı kırmaya çalışan sigara dumanını teneffüs ediyordu. adam kadını; az önce yaktığı sigarasının neden rastgele ve alelacele alındığını tahmin etmişcesine süzüyordu. kadın sigarasını, acısını bastırmak ve tek başınalığını anlamlı kılmak için içtiğini farkında değilmiş gibi yapıyordu. üzgündü kadın ve bir paket sigarayı ucu ucuna ekleyererk içecek kadar da kızgın. elinde olsaydı aklından geçen yüze basıverecekti hepsini. o isteği anladı adam ve o yüzü hayal etti kadınla birlikte. kadının gözlerindeki büyüyüp küçülmelerden diğer adamın yalancı ve yakışıklı olduğunu anladı önce. neyse der gibi baş çevirmesinden de yaptığı hataları sürekli tekrarladığını ve kadının bunları hep içine attığını. ardında da suçu kendinde arayışını...sevmişti ve yenilmişti kadın. "keşke bir galip aramasaydı şu ikili ilişkiler" diye geçirdi adam içinden ve kadını düşünmeyi bırakıp kendi yenilgilerinde bellek taraması yapmaya başladı. o güne kadar onu evine eli boş gönderen elleri tuttu, gözlere baktı, saçları kokladı bir kez daha. hepsine okkalı bir küfür savurmak yerine neyse der gibi başını çevirdi o da kadın gibi. gözlerinin kapalı olduğunu, kadın bir nefes daha çekince fark etti adam. sonra yüzünde ani bir tebessüm belirdi gözlerinin içini de güldüren. anlamıştı kadın. o da adamla birlikte hayal etmiş ve olan biten ne varsa "boşver" demişti. birbirlerinin teselli ikramiyesi olmuştu ki tebessümleri; yoldan feryad figan geçen ambulansın sesiyle irkildiler. acele ile ecele giden ve atasözünü haklı çıkaran vasıtayı herkesin yaptığı gibi, gözden kayboluncaya kadar izlediler. sonra bakışları aynı şeritte kesişti. ikisi de saate bakma dürtüsüyle kollarını kaldırdılar. saat 1.12'ydi. ne zamandır burada olduklarını düşündüler ama bilemediler. sadece tek sigaralık zamanları olmuştu ve hiç konuşmamışlardı. ama çokça anlaşmışlardı. kadının gözünden bir damla yaş düştü. sigarası sönmüştü artık.

adamın ayakları o'nu 10 geçiyordu, kadınınkilerse tam o'nikiydi. geç kalmışlardı, birbirlerine...

writer's cut

oysa kadının sigarasını aceleyle ve rastgele alması o kadar da masum temeller atmamıştı. adamın kadının gözlerinde gördüğü acıdan daha çok pişmanlıktı. hayal ettiği yüze basmak istediği sigaralar değil de savurduğu bıçak darbelerinin belleğinde bıraktığı flash back'lerdi. kadın cinayeti 10'u 10 geçe işlemişti ve oraya geldiğinde saat tam 12'ydi. zaman durmuştu kadın için. ta ki ambulans çığlıklarını duyduğu 1.12'ye kadar. ondan önce de tek bir sigaralık vakit geçirmişti adamla. idam mahkumunun son isteğini yerine getirdiğini bilmiyordu adam. kadının az önce geçen ambulansla bir ilişkisi olduğunu nereden bilebilirdi ki...

28.12.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder