kasım ayına göre fazla cömertti güneş. belki de ayın ilk gününü kutluyordu. onun bu tavrını görmezden gelmek nankörlük olacağından paltomu çıkarıp bankın üzerine koydum bende. bankın tahtaları bile ısınmıştı. O da vidalarını çıkardı sırtından, koydu bir kenara. giderse güneş tekrardan takacaktı. ben de paltomu giyecektim tabii. anlaşıvermiştik bankla. beraber hareket ediyorduk, oysa hiç konuşmamıştık. bankları severdim. birlikte yatmışlığımız, içmişliğimiz, ağlamışlığımız vardı. seni bazen çok iyi anlarlardı ve en önemlisi de beklerlerdi. sen yalnız geldiğinde daha bir sevinirdi banklar. yanında biriyle geldiğinde unutuverirdin çünkü onu. bir hal hatır sormadan kalkıp giderdin yanından. içerlemezdi, kin tutmazdı o, "yine gelir" derdi. yine gelirdin sende. yalnız. belki birilerinin seni terkettiğini söylerdin, ya da o anlardı sen sustuğunda. en derindeki dertlerine sondaj yapardın, en ağır küfürleri sıralardın. o susar, sakince dinlerdi. seni de sakinleştirirdi sonra.o zaman daha dingin kalırdın uzaklara bakarken. biraz da onun derdini dinleyeyim derdin. dinlerdin de. ve şaşırırdın bu kadar içinin kabardığına ama belli etmediğine. senden çok vardı, şaşırmamak lazımdı bu duruma. sen susardın - o zaten sakindi anlatırken de- ve birbirinizi anlayarak bakardınız güneşe. bulutlar keyfinize dur derken, sen paltonu, o da vidalarını takardı sırtına. bir daha görüşmek üzere ayrılırdınız tebessümle, şimdiden özleyerek...
1.11.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder