24 yaşımdayım ve bir orson Welles değilim. Yurttaşlık hislerim de sıfırın altında. Tersane işçilerinin aldığı promiller kadar sarhoşum uykusuzluktan ve de yorgunluktan. aklım paranoya devriyeleri atıyo bu aralar. sadece bunun için vaktim var başka bir şey için yok. kim olduğunu bildiğim ayak sesleri var karanlıkta ve kime ait olduğunu bilmediğim yaprak cilveleri. sivrisinekler dans ediyor rüzgar gıcırtısına ve bir şeftalinin tüyleri kadar kaşındırıyolar seni. sivrisinekleri kimse sevmez ve ben de sevmiyorum en az onlar kadar. soğuk bir eylül yağmurunda olmalarına anlam veremiyorum bir türlü. karışık ve yağlı yemek kokuları yükseliyor boş bir işçi masasından; proleteryadan çok uzak. bense göl bozmasına vuran tersane ışığı refakatinde ve metal yığınları arasında kaybolan uykularımı arıyorum, tilki uykusunda göz cimnastiği yapıyorum.....
sonra kendi sorduğum bilmecelerin bilinmeyeni oluyorum, cevabı sivrisinek vızıltısında arıyorum. beynim özgürlük şınavları çekerken "şınav" kelimesini ilk kez yazıya döktüğümü fark ediyorum ve acaba yanlış mı yazdım diye tereddüte düşüyorum. sonradan sevmeye başladığım bir herifin sırtında bunları yazıyorum.
22.09.11
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder