1 Ağustos 2016 Pazartesi

Hiçliğin anatomisi


Çaresizliği gördüm. Herkesin yüzünde.
Tesadüfen ayakta kalan bedenlerimizin içi boşaldı.
Anlamsızlaştı yine yaşamak. Nefes almak, düşünmek, yazmak...
Hepsine koca bi sıfır, hepsi “0”.

Hiçliğin tam ortasındayız. İç sesler gözyaşlarımızı tetikliyo.
Kimse kimsenin yüzüne bakamıyo. Birbirinden çaresiz gözler boşluklar arıyo sabitlenmek için. Zaman bekliyo sanki. Yavaşlıyo.
Bi deniz kıyısında denize bakmayı hayal ediyosun her şeyden uzak. Baska bi şey kaldıracak miden yok gibi.
Kalbini çıkar, beynini çıkar... at denize.
Dalgalar sürüklesin bilmediğin bi yere.
Sadece ruhun kalsın geride.
Zaten bi tek o var elimizde.
Sonra da hiç bi şey yokmuş gibi normale dönmeyi bekle. Bakışlarını al boşluktan. Normale dönmek zorunda olmak mı, yoksa dönmek mi daha fazla "hiç"?


Bilmiyorum ki hiç...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder