30 Ocak 2013 Çarşamba

son kağıt

Her şey sona erdiğinde yazacak kağıdımız kalmamıştı. Hepimiz yalnızdık kediler gibi. Kediler bizi tedirgin ederdi. Kuşlar da içimizi rahatlatırdı. Tam da bu yüzden kediler kuşları pek sevmezdi. İnsanlık kaybetmişti. Her şeyini. Çatışmanın doğasına yenilmişti. Doğayı katletmiş, tüm nefesleri kesmiş ve betondan tanrılar yapmışlardı. Puta tapanları haklı çıkardılar böylece. Duyguları makineye atıyolardı. İlkinde çıkmazsa ikinci yıkamada işlem tamamdı. Tertemiz, pür-i pak, Ayşe Teyze cart. Daha fazla makineye ihtiyaç olduğunu söylediler sonra. Ürettiler. Çok fazla ürettiler. Tüketeceklerini unutmuşcasına ürettiler. Fabrikalarca, nesillerce, insanlarca... Ve sonra tüketmeye başladılar. Ağaçlarca, insanlarca, evrenlerce... Nesillerce tükettiler ve en sonunda nesilleri tükettiler. Dönüp arkalarına baktılar. Kalanları da tükettiler. Her şey tükenince tek kişi kaldı dünya üzerinde. Arkasına baktı. Pişmandı. Yeryüzünde kalan son kağıt parçasına bunları yazdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder