Yeni açılmış, buz gibi 250 ml’lik cam şişe kola kadar çekici, 5 biradan sonraki midye kadar vazgeçilmezdi. Sabah uyandığında kahvaltıda en sevdiğin şeyin olması kadar güzel, akşama evde anne patatesinin olduğunu bilmek kadar doyurucuydu. Arkadaşlarla gidilen okul gezileri dönüşü kadar hüzünlü, haftada bir banyo yapılan Pazar akşamları kadar çaresizdi. Gittiği doğum gününde ilk kez tanıştığı çocuk sayısının fazlalığı kadar utangaç, arkadaşını ispiyonlamak zorunda kalmış bir çocuk kadar da mahçuptu. Karne hediyesinin, kendisininkinden daha güzel olduğunu gören çocuk kadar kıskançtı da. Onca sese rağmen düğünde iki sandalyeyi birleştirip uyuyuveren çocuk kadar umarsız, geometri sorularında 3,14 yerine 3 alınan pi sayısı kadar kendi değildi. Bir arabaya sıkışmış 5 adam kadar çirkin, bilgisayarla beraber otomatik olarak açılan msn hesapları kadar rutin ve bilmem kaçıncı defa yeni giydiği çorabı banyoda ıslanmış kadar bezgindi.
Gitme diyemediği için pişman olmuş aşıklar kadar da “aşıktı”…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder