10 Eylül 2012 Pazartesi

yoğun bakışlarım...

İnsanlar niye sessize almazlar ki telefonlarını? Özellikle hastanedeyken... O kadar boktan melodiler duydum ki son 24 saat icinde, kendimi 90'larin modifiye edilmis flashlarinda cengiz kurtoglu kasedinin b yuzunu defalarca dinlemis gibi hissediyorum. (neden b yüzü bilmiyorum) Öyle arabeskim. Öyle bi bıçkınlık, leşlik var zihnimde. Kırmızı tuborg tenekelerinin dibinden dökülen sıcak biralarla yüzümü yıkamışım sanki. Daha fazla kafa yapsın diye de kül dökmeyi ihmal etmemişim. bir dostun deyimiyle klasik bir berdan mardini vakası. Bu işitsel kirlilik yetmezmiş gibi kokular da cabası... Burun direklerimden dönüyo havasız kalmış ayakların ortaları, dönenleri de tamamlıyor aforizmalar avm'sinde fink atan teyze naraları. Yorgunum; doktor bıçak, düşman böbrek, kurşun kurban, kalp sinek ve portakal acı... İçimde raks ediyo yoğun bakımınn evhamlı yakarışları...